Zihninin içinde...

''Çok garipti, çağırıldığımı hissettim. Sonra birden aktım. Nereye aktığımı bilmiyordum ama sanki vücudum tamamen parçalanıyordu.''

Ardından kırmızı ışık süzmeleri bir insansı oluşturdu.

''O durgun suyu gördüm, oraya akıyordum. Ama bedenimi sabit tutmam imkansızdı ve parçalara ayrıldım. O parçalar 3 bilim adamını buldu. Karanlık simyanın ve mitolojik varlıkların peşinde olan 3 hırslı insan. Onlar benim buradaki durgun varoluşu büktüğüm gibi bükebildiler. Sonra geldiğim yeri gördüler. Annemi, annemizi gördüler. Tehdidi fark ettiler ve bunun için önlem almaya başladılar. Siz, Melako'ya karşı tek şansımız sizlersiniz çünkü herkes gibi onun kanını taşıyorsunuz. Ama diğer insanlar gibi babamızın baskısını yaşamıyorsunuz. Doğanız dışarıya vuruyor. Eğer bunu diğer insanlara gösterseniz size ucube diyecekler ama günü gelince dünyayı siz kurtaracaksınız.

Mavi saçlı kız iç geçirdi: Pekala, sonuca gelebilir miyiz? Asıl amaçları sadece Melako'yu durdurmak mı?

''Ve sizi korumak, emin ol başka kuruluşlar yetenekleriniz farkına varsa soyunuzu tüketirler.''

Kız gülerek ayağa kalktı: Özür dilerim bir dakika, ortam o kadar sade ki doğru düzgün odaklanamıyorum.

''Ah elbette, gözlerimi ilk açtığımda topluluk beni çoktan muhafaza etmişti. O konuda bir şeyler yapabilirsin belki.''

Kız alacakaranlığın içine baktı. İkisi haricinde sadece hiçlik vardı. Elini uzattı ve ortam aydınlanmaya başladı. Daha sonra Golden Gate manzarası ile karşılaştılar. İnsansı gülümsedi ve temiz havayı içine çekti.

Kız: Burada olabilirdim. Topluluk beni kullanmasaydı…

''Topluluk hiçbirinizi kullanmıyor, bu dünyadaki herkesin görevi kiliseye engel olmak olmalı.''

Kız yine de öyle düşünmüyordu. VAVEYLA kurucuları, yanında duran bilinçsiz iblis ve diğer tüm karşıt görüşlü kozmik varlıklar… Bu onların sorumluluğuydu, kendisinin değil. Şuan o baktığı binanın içerisinde erkek arkadaşı ile kahvaltı ediyor olabilirdi. Ama onun ilk erkek arkadaşı bile aynı göreve çıktığı bir subaydı. Doğduğundan beri VAVEYLA ile yaşadı. Başka anormal insansılar tarafından yetiştirildi ve eğitildi. Kendisini normal hayatı varmış gibi hissettiren tek şey ergin olmadan önceki yatak odasıydı. Onun içinde ise sadece bir yatak, bir 'SAMURAI' posteri ve bir dolap vardı. Ama bunlar bile ona yetiyordu. Gökyüzüne baktı ve iç geçirdi. Gözlerini kapattığında ise ufak bir göz yaşına engel olamadı.

''Düşündüğün, hepsi. Hala bir fırsatın var.''

Kız öfkeli bir şekilde döndü: Fırsat mı? Yaşıtlarım üniversiteye gidiyorken ben burada somut bir varlığı olmayan birinin zihninin içinde onla konuşuyorum. Doğduğumdan beri VAV'da olabilirim fakat bu gerçek dünyayı görmeme engel olmayacaktı.

''VAV, senin hayatını kurtardı. 7 sene öncesini hatırla. İlişkiye girdiğin ilk kişide kontrolünü kaybedip çocuğun tüm deliklerinden kan getirtmedin mi?''

Kız garip garip baktı

''Şaşırma, sen buradayken senin zihnini okumam zor değil. O ojeler insan dışı varlıkların üzerinde hesapladığınız gibi çalışmıyor. Konuya geri dönersek; sen şuan kendini tutabiliyorsan, o cebindeki bıçakları ışık hızında etrafta döndürebiliyorsan bu tamamen VAV sayesinde. Aynı şekilde diğerleri için de aynı şey geçerli

Kız: Ne? Jack, VAV'dan daha yaşlı değil mi?

''Öyle ama çoğu şeyini yine ona borçlu, şuan anlayamıyor olabilirsin ama onun kadar tecrüben olduğunda tüm taşlar yerine oturacak''

Kız : Kuruluş bana bir hayat vadetmişti, sıradan insanlarınki gibi. Ama hala o tesisin içinde subaycılık oynuyorum.

''İnan bana sırası gelecek. Aynı zamanda, kuruluş seni buraya ne için göndermişti? Ama sen napıyorsun?

Kız omuz silkti: Görevimi tamamladım, sadece ekstra bilgi alıyorum. Kendim için…

''Sadece sabret, mutlu olacaksın. Bitirmek ister misin?''

Kız güldü: Sonra görüşürüz kırmızılı.




Kız gözlerini açtı ve kurşun hücreye bakarken tırnaklarını titretti ve ojeleri çıkardı.

''Hanımefendi, maalesef ki süreniz doldu.''

Kız döndü ve gülümsedi: Ah evet, göreceğimi gördüm.

''Merak etmeyin Anomali-125, topluluk sayesinde kontrol altında!''

Kız alaycı bir tonla: Elbette elbette, birini hapsetmekte oldukça başarılısınız zaten. Biliyorsunuz ki bunu kendim de tecrübe ettim

Nöbetçi bakışlarını kaçırarak yön gösterdi: Lütfen bu taraftan…

Kız muhafaza alanından ayrılırken nöbetçi mırıldandı: Lanet olası gıcık ergen

Unless otherwise stated, the content of this page is licensed under Creative Commons Attribution-ShareAlike 3.0 License